İstihdam hedefini yakalamak ekonomi dostu iş kanunu ile mümkün
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın ocak ayı olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmada, “444 bin firmanın temsilcisi olarak söylemeliyim ki, Türkiye’nin istihdam hedefine ulaşması, ‘ekonomi dostu iş kanunu’ çıkarmasıyla mümkün” dedi. Avdagiç, işsizlikteki artış eğiliminin ağustostan bu yana yönünü aşağıya çevirdiğini vurgulayarak, ekonomideki ılımlı toparlanmanın yeni istihdam kapasitesi oluşturacağını belirtti. Avdagiç, işsizlik oranının 2020’de yüzde 10 seviyesine ineceği öngörüsünde bulundu.
HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL - MÜGE BİBER - ŞEREF KILIÇLI
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın ocak ayı olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmada, İTO’nun 2020 itibarıyla 444 bin 700 üyeye ulaştığını söyledi. Geçen ay tanıtılan Türkiye’nin Otomobili’ni, ülkenin yarınları adına büyük bir coşku ve heyecanla karşıladıklarını belirten Avdagiç, projeyle Türkiye’nin yeni ekonomiye ve teknolojilere doğru güçlü bir hamle yaptığını dile getirdi.
Avdagiç, projeyi sadece satış bazlı değerlendirmediklerini vurgulayarak, “Yerli otomobil, Türkiye’de yeni ve ileri teknoloji yatırımlarına zemin hazırlayacak. Yüksek teknoloji yatırımlarına ivme kazandıracak ve yeni yatırımlar çekecek” dedi.
TOPARLANMA YAYGINLAŞACAK
Yeni yıla yeni ümitler ve hedeflerle başladıklarını belirten Avdagiç, şunları kaydetti: “2019’a para piyasaları bir hayli kötümser girerken, hükümetimiz çok daha iyimser hedeflerle başlamıştı. Geçen bir yıllık sürecin sonunda, haklı çıkanın kim olduğunu, bugün net biçimde görebiliyoruz. İTO olarak, haklı çıkan tarafta olmanın gururunu yaşıyoruz. 2020’de Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde ekonomik hedefler daha da yukarıya taşındı. Bizce de 2020 büyümesi 2019’a göre daha iyi olacak. Ekonomimizde olumlu gelişmeler sadece baz etkisinden kaynaklanmıyor. Türkiye ekonomisi baz etkisi dışında da toparlanmaya başladı. Bu yıl, toparlanmanın daha da yaygınlaştığını göreceğiz.”
SIRA ÖZEL SEKTÖRDE
Avdagiç, 2019’un son çeyreğinde yüzde 5 olması beklenen büyüme oranının 2020’nin ilk çeyreğinde de güçlü olacağına işaret ederek, “Bir yandan kamu harcamaları büyümeye destek verirken, diğer yandan Merkez Bankası ve kamu bankalarının faiz indirimleri ile birlikte krediler artıyor. Kredilerdeki canlanmanın tüketimi ve dolayısıyla stok artışını tetiklemesini bekliyoruz” diye konuştu.
2020’de öngörülen büyüme hedefinin yüzde 5 olduğunu hatırlatan Avdagiç, şöyle konuştu: “Bu hedefin dinamiklerini özel sektör belirliyor. Özel sektör tüketiminde yüzde 4.9 olan öngörü, özel sektör yatırımlarında yüzde 12.1 artış bekleniyor. Özellikle 5 çeyrektir gerileyen özel sektör yatırımlarının, bu yıl ileriye gitmesi açık bir gereklilik olarak önümüzde duruyor. Geçen yıl yatırımları kamu sırtlamıştı. Yeni Ekonomi Programı’na göre, bu yıl kamunun payı küçülecek. Görev bize düşüyor. 2020’yi yatırım yılı ilan ederken, görevimizin farkındaydık, üyelerimizden bu konuda gayret göstermelerini bekliyoruz.”
İŞSİZLİĞİN YÖNÜ
Avdagiç, büyüme hızındaki artışın işsizlik ile mücadeleye büyük destek verdiğini kaydederek, “Büyümede her bir puanlık artış, 110 bin civarında kişiye yeni iş fırsatı sağlıyor. Dolayısıyla büyüme rakamı istihdam için büyük önem arz ediyor. İşsizlikteki artış eğilimi ağustostan bu yana yönünü aşağıya çevirdi. İnşaat sektöründeki ılımlı toparlanma ve turizm başta olmak üzere hizmetler tarafındaki istihdam artışı, işsizlikte en kötünün geride kaldığına işaret ediyor” diye konuştu.
2020’DE YÜZDE 10’A İNER
Avdagiç, ekonomideki ılımlı toparlanmanın yeni istihdam kapasitesi oluşturacağını belirterek, işsizlik oranının 2020’de yüzde 10 seviyesine ineceği öngörüsünde bulundu. Kalıcı ve sürdürülebilir istihdam artışı için yatırım ve üretim faaliyetlerinin hız kazanmasının önemini vurgulayan Avdagiç, “444 bin firmanın temsilcisi olarak, söylemeliyim ki, Türkiye’nin arzu ettiği istihdam hedefine ulaşması teşviklerin yanı sıra ‘ekonomi dostu iş kanunu’ çıkarmasıyla mümkün. Emekçimizin üretime katkısını halel getirmeden, yatırım yapan firmalarımızın korunmasının da çok önemli olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
TÜRKİYE, OYUN KURAN BİR ÜLKE OLARAK GÜCÜNÜ ORTAYA KOYUYOR
Türkiye’nin bölgesel bir oyuncu olarak, tarihsel hinterlandında ciddi ataklar gerçekleştirdiğine değinen Şekib Avdagiç, şunları kaydetti: “Libya ile imzaladığımız ‘Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına ilişkin Mutabakat Muhtırası’ ile Doğu Akdeniz’deki hukuki ve ekonomik haklarımızı teminat altına aldık. Dost ve kardeş Libya hükümetine askeri yardım elini uzattık. Hükümetimizin bu yöndeki girişiminin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin hakkı olan Akdeniz doğalgazının başka ülkelerce gasp edilmesine izin verilmemesini alkışlıyoruz. Bu konuda hükümetimizin attığı her adımın destekçisiyiz.”
Enerji naklinin çeşitlendirilmesi bakımından TürkAkımı projesinin önemine de değinen Avdagiç, “Türkiye, oyun kuran bir ülke olarak, gücünü ortaya koyuyor. İstanbul iş dünyası olarak Türkiye’nin daha da güçlenmesi için menfaatlerini koruyacak, bekasını sağlayacak bu girişimlerin yanındayız” dedi.
DÜNYA YERİNDE SAYARKEN, TÜRKİYE İLERİ GİTTİ
Avdagiç, petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların enflasyonu etkileyebileceğine işaret ederek. ABD-İran geriliminden dolayı yaşanan petrol fiyatlarındaki yükselişin kısa vadeli ve sınırlı olmasını beklediklerini söyledi. Dünyadaki gelişmelerin jeopolitik riskler hariç, genel olarak Türkiye ekonomisinin toparlanmasına yardımcı olacağını ifade eden Avdagiç, şunları kaydetti: “Türkiye 2019’da dünyadaki durağan ticarete rağmen ihracatını 180 milyar dolara taşımayı başardı. 2019 yılı ihracatımız, 2018’e göre yüzde 2.04 arttı. Bu artış çok önemli. Türk iş dünyası bu rakamı, dünya mal ihracatı yüzde 0 artışla yerinde sayarken, Avrupa ise eksi yüzde 0.6 geriye giderken yakaladı. Yani Avrupa gerilerken, dünya yerinde sayarken, Türkiye ileri gitti.”
2020’de Avrupa’da ekonomisindeki durgunluğun aşılmasının Türkiye’nin ihracatına olumlu yansımaları olacağına işaret eden Avdagiç, “2020’de dünya ihracat hacminde yaşanacak iyileşmeler, 190 milyar dolarlık ihracat hedefini aşmamıza da yardımcı olacak” diye konuştu.
MECLİS KÜRSÜSÜNDEN YANSIMALAR
Dünyayı değiştiren adımlar
Yeni yılda iki önemli gelişmenin, yerli otomobil ve TürkAkım Doğalgaz Boru Hattı’nın açılışı olduğuna dikkat çeken İTO Meclis Başkanı Öztürk Oran, “Kendi eğitim uçağımız Hürkuş’u devreye aldık. Yeni havalimanımıza kavuştuk. Kendi petrol arama gemimizle Akdeniz’e açıldık. Bu hamleler sadece Türkiye’nin kaderini değil, dünyayı değiştiren adımlardır. Türkiye küresel çapta oyun kurucudur” dedi. Türkiye’deki bu umut verici gelişmelere rağmen, dünyadaki gündemin, ekonomideki öngörülebilirliği azaltabildiğini söyleyen Oran, şöyle konuştu: “Görünen o ki, dünyanın ekonomik ve politik manzarasında durgunluk ve türbülans bir arada. Ama Türk iş dünyası zor zamanların kaptanıdır. 2019’da bunu gördük. Biz dünyadaki sıcak gündeme rağmen hedeflerimizin belirlediği rotadan şaşmayacağız.”
14 Ocak’ta Oda’nın kuruluşunun 138. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Oran, “Bundan tam 138 yıl önce yakılan o meşale, bugün 440 bin üyeli, küresel ölçekli dev bir organizasyonun ilk kıvılcımı oldu. İTO güçlüyse Türkiye güçlüdür” dedi.
Kayıtdışının önüne geçilmeli
Ali Bakaner / Demir Dışı Metaller Meslek Komitesi: Hemen hemen her sektörde kayıtdışılık var. Mutlaka bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Bizim sektör de bu konudan rahatsız. Haksız rekabet, dürüst çalışanlara yapıldığında zararı iki kat artarak devam ediyor. Önerimiz, maliyedeki görevli arkadaşların bu konu ile daha yakından ilgilenmesi. İşveren ve işçi arasındaki anlaşmazlıklar neticesinde çalışanlar işten ayrıldıktan sonra 10 yılda mahkemeye başvurabiliyordu. Bu, İstanbul Ticaret Odası’nın da girişimiyle 5 yıla indirildi. Ama bunun da çok uzun olduğunu düşünüyoruz ve 1 yılla sınırlandırılmasını istiyoruz. 2014’e kadar antrepo sahipleri veya ithal ürün alanlar, götürü teminat mektubu ile ürünleri ülkemize getirebiliyordu. 2014’ten sonra sektör cezalandırıldı ve götürü teminat mektubunun üzerine ikinci bir teminat mektubu şartı getirildi. Götürü mektubu, ithal edilen malların vergileri, artı KDV’nin yüzde 12’si kadar ek bir maliyetle karşı karşıya kaldık. Maalesef bunu tüketiciye yüklüyoruz. Götürü teminat usulü uygulamasına tekrar dönülmesini rica ediyoruz.
Sektörümüz büyüyor
Ahmet Güleç / Mobilya Meslek Komitesi: Mobilyada KDV, yüzde 18’den yüzde 8’e indi. Bunda, Şekib Başkanımızın katkısı oldu. Mobilya sektörü, 20 yıldır üretimde, tasarımda ve kalitede dünyada kendinden söz ettiriyor. Bugün 3.481 milyar dolar ihracat yaptı, geçen seneye kıyasla yüzde 11 arttı. Dünyanın 13. büyük üreticisiyiz ve 12. büyük ihracatçısıyız. Dünyada mobilyanın yüzde 50’sini ABD, Kanada, İtalya, Almanya, İsveç ve Danimarka üretiyor. Tasarımı, katma değer oluşturuyor. İmalat sektörünün müşterisi. Demirin, metalin, tekstilin, kimyanın, ağaç orman ürünlerinin müşterisi. Dolayısıyla mobilya sektörü gelişen ülkede, diğer sektörler de gelişiyor. İstihdam dostu. Kendi markalarımızla dünya pazarında yer alıyoruz. 21-26 Ocak’taki 16. Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı’na herkes davetli. En kısa zamanda İstanbul’a yakışır bir fuar merkezi çalışmalarını hızlandırmalıyız.
2010/6 sayılı tebliğ revize edilmeli
Mustafa Balkuv / Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj Meslek Komitesi: Hazır giyim ve tekstil sektörü, tüm olumsuzluklara rağmen ayakta kalan, 2.5 milyon çalışanı olan, en fazla kadın çalıştıran, kilogram başına 19 dolar katma değer üreten bir sektör. Yüzde 87 ihracat gerçekleştiriyor. Hazır giyimde 18 milyar dolar, tekstilde 10 milyar dolar ile toplam 28 milyar dolarlık dev bir sektörüz. Hazır giyim ve tekstil olarak 10 yılda ülkeye 250 milyar dolar döviz kazandırdık. Ciro bazında da yüzde 2 ila 5 arasında büyüdük. Yurtdışı Birim Marka ve Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında 2010/6 sayılı tebliğde revize yapılmalı. Ülke ihracat ve istihdamında lokomotif rolü olan tekstil ve hazır giyim sektöründe faaliyet gösteren entegre tesisler ve sanayiciler için revize yapılmalı. Tebliğ yapılırken birtakım kriterler getirilebilir. Ayrıca her yıl ülkemizde büyük markalar için üretilen milyonlarca ürünün üzerindeki etiketlerde ‘Made in Turkey’ ibaresi olması, ülkemiz imajına fayda sağlıyor.
U-ETDS konusunda destek istiyoruz
Şerafettin Aras / Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi: Ulaştırma Bakanlığı, 2020’de iki yeni uygulamayı devreye aldı. Biri, dijital takograf, diğeri ise adını bile söylemekte zorlandığımız U-ETDS sistemi. Dijital takograf verilerini aylık olarak yüklemek zorundayız. Araç başı 600 Euro maliyeti var. Türkiye’de bunun uygulanması istenen 650 bin araç bulunuyor. Kanuna göre verileri zaten iki yıl saklıyoruz. Ayrıca AB ATR mevzuatını zaten uyguluyoruz, bir eksikliğimiz yok. Bu uygulamaya göre biz neden analog takografları değiştirmek zorundayız? Hiçbir ülkede bulunmayan bir uygulama için biz neden zorlanıyoruz? Yük taşımacılığında, U-ETDS için verilerin araç hareket saatinden itibaren 6 saat içinde yüklenmesi isteniyor. Maliye Bakanlığı’na fatura bilgileri zaten veriliyor. Kamyoncuların eylemleri sonucu U-ETDS ve dijital takograf yaptırımları 6 ay ertelendi. Yeniden yapılanma sürecinde amaç bürokrasinin azaltılması değil miydi? Sektörümüz bu süreçten bir fayda göremedi. Bu sorunun çözülmesi için destek istiyoruz.
U-ETDS’de erteleme yeterli değil
Tamer Dinçşahin / Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi: U-ETDS veri girişinin tüm taşımacılıkta yapılması öngörülüyor. Araç hareket ettikten sonra 6 saat içinde veri girilmesini istemesinin yanında, kargo ve posta işletmelerinde ise verinin 1 saat içinde sisteme girilmesi isteniyor. Günlük 6-7 milyonluk bir hareketten bahsediyoruz. Kamyoncuların eylemleri neticesinde U-ETDS ve dijital takograf, 6 ay ertelendi fakat bu süre taşımacılar için yeterli bir süre değil. Bu konuda İTO Başkanımızdan da destek istedik. İstanbul, ticaretin yüzde 60’ının yapıldığı bir metropol. Odamıza üye 15 bin taşımacı var. Dış ticarette ve ihracatta daha ileriye gitmek istiyorsak bu sektöre sahip çıkmalıyız. Nakliyeciler büyük sıkıntılar yaşıyor. Bu konuda meclis üyelerimizden de destek istiyoruz. Bu sorunlar sadece taşımacıların değil, taşıttıranların da sorunu. Nakliye maliyetlerinin yüksekliğinden bahsediyorsunuz fakat köprü ve otoyollara daha geçenlerde yüzde 14 zam geldi. Oysa nakliyecilerin maliyeti yüksek. Hepinizden nakliyecilere destek olmanızı, çözümün parçası olmanızı bekliyoruz.
Atık değerlendirme uygulanmalı
İsmail Hakkı Öksüz / Döküm ve Metal İşleme Meslek Komitesi: Döküm sanayicilerinin, milyarlarca dolarlık döküm kumu atığını ekonomiye kazandırma imkanı varken, bu atıklar israf ediliyor ve sanayicinin maliyeti artıyor. Gelişmiş ülkelerdeki gibi atık değerlendirme modelleri ülkemizde de uygulanmalı. Üreticiyi tehdit eden diğer bir konu ise eğitimli vasıflı eleman ihtiyacının her geçen gün artması. Meslek liselerindeki döküm bölümlerinin kapatılması nedeniyle, aranılan nitelikteki elemanlar bulunamıyor. İstanbul’da döküm sektörü 2019’da 2.5 milyon ton üretim yaptı. Sektör, Avrupa’da üçüncü, dünyada 11’inci, çelik döküm üretiminde ise Avrupa’da ikinci sırada. Eğitimli işçi ve döküm kumu atığı gibi maliyetleri artıran sorunlar çözüldüğü an toplamda 10 milyar Euro’luk üretim ve 6 milyar Euro’luk ihracat hedefine odaklanabileceğiz. Bine yakın dökümhane, 35 bin istihdam sağlıyor.
Üretim artmalı
Kamil Fazıl Dede / Kimyevi Madde Meslek Komitesi: Kimya sanayi, geniş ürün yelpazesine sahip. Ürünlerin yüzde 80’ini KOBİ’ler üretiyor. Kimya sektöründe yaklaşık 2 bin 600 kimyasal madde ve müstahzar üretiliyor. Hammaddenin yüzde 70’i ithal, yüzde 30’u ise yerli üretimle karşılanıyor. Plastik üretiminin ana girdisi, yüzde 70 oranında petrokimya sektöründen sağlanıyor. Kimya sektöründeki ürünler tehlikeli kabul ediliyor. Bu nedenle çevre kirliliği ile özdeş tutulduğu için yatırımda sorun yaşanıyor. Fabrika yeri bulmak, yatırımı bürokrasiyi tamamlayarak gerçekleştirmek daha ilk aşamada maliyeti etkiliyor. Özellikle AB yönetmelikleri nedeniyle uyulması gereken mevzuatın, ülkemiz mevzuatına uyarlanması ve AB standartlarında bir çevre kalitesine uluşmamız zor. Kimya sektöründe birçok ürünün depolama ve taşıma maliyeti, diğer sektörlere göre daha yüksek. Kimya sektöründe çalışanların saat başına ücretleri imalat sanayi ortalamasının üzerinde. İhtisas organize sanayi bölgelerindeki yatırımlar önemli. TÜİK’e göre sektörde 300 bin kişi istihdam ediliyor. 2019’da kimya ihracatı 20.6 milyar dolarla otomotivden sonraki ikinci sektördü. Türkiye ihracatından yüzde 11.44 pay aldı. GSMH’nin yüzde 15’i üretimden geliyor. Üretimi artırmalıyız.
Geçiş süreci ve tolerans olmalı
Hacı Demir / Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Yeni yılda e-arşiv uygulaması da devreye girdi. Toplam tutarın 5 bin lirayı aşması halinde söz konusu faturaların e-arşiv fatura olarak düzenlenmesi zorunlu. Oysa bir geçiş süreci olmalıydı. Mali müşavirler bu konuda mükelleflerin telefonlarına yetişemiyor. Milyonlarca mükellef var. Maliye Bakanlığı ile görüşülmeli ve geçiş süreci kabul edilerek tolerans tanınmalı. Yani ceza verilmemeli. Bu uygulamanın işletmelere 10-15 bin lira civarında ekonomik külfeti de var. 1774 sayılı Kanun kapsamında, SGK gibi Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve jandarmaya da bildirim yapılıyor. Bildirim yapılmadığı zaman 800 lira para cezası var. SGK’dan bir link ile otomatik olarak emniyet birimlerine de bildirim yapılabilmeli. Muhtasar ile SGK beyannamesinin birleştirilmesi de devreye girdi. Bu konuda da e-dönüşüme ayak uydurulmaya çalışılıyor. Taşımacı firmalar Ulaştırma Bakanlığı’ndan belge alıyorlar. Oraya da yine bir link ile ayrı olarak bildirme yükümlülüğü sorunu çözülebilir. İşletmeler, daha geliri tahsil edemeden yüzde 18 KDV, yüzde 20 kurumlar vergisi veriyor. Alacağı tahsil ettikten sonra verginin ödeneceği bir uygulama olmalı. Özel bankaların vergi ödemelerinden men edilmesi bankalar arasındaki rekabeti de bozuyor, eski sisteme dönülmeli. Tahsilat ve ödemelerin 7 bin liralık limiti enflasyona rağmen yıllardır yükseltilmedi. Bunun önemli bir banka masrafı var. Limit güncellenerek 50 bin liraya çıkarılmalı.
Yerli otomobile destek vereceğiz
İlhan Yılmaz / Trafik Müşavirliği Meslek Komitesi: Otomotivde pazar 1 milyon adetten geçtiğimiz yıl 500 bin adedin altına düştü, sıkıntılı bir süreç yaşandı. Ancak yerli ve milli otomotivin yapılması hepimizi gururlandırdı. Yerli otomobil seri üretime geçtiğinde en büyük desteklerinden birini araç kiralama sektörü verecek. Yerli otomobili talep etmemizin yanında tanıtımı için de destek vereceğiz. İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu meclis toplantımızı ziyaret ettiğinde kendisine kiralık araçların çalınması ile ilgili sorunları da aktarmıştık. Bu konuda önemli bir çalışma yapılacağına inanıyoruz. Kiralık Araç Bildirim Sistemi yani KABİS üzerinden bununla ilgili çalışma yapılabilir, bu yöndeki önerimizi de aktardık. Araç kiralama sektöründe de ikinci el KDV’si yüzde 18’den yüzde 1’e indirilmeli.
Otomotiv sektörü kırılma sürecinde
Salih Sami Atılgan / Motorlu Araçlar Tamir, Bakım ve İmalatı Meslek Komitesi: Yerli araç, bizleri oldukça heyecanlandırdı. Otomotiv sektörü, bütün ana sektörlerin en büyük tüketicisi ve stratejik bir sektör. Otomotiv sektörü teknolojik açıdan bir kırılma süreci yaşıyor. Bundan sonra araçlarda yeni teknolojiler kullanılacak. Bilişim sektörünün de içine gireceği yeni bir döneme geçişteyiz. Endüstriyel gelişimi devam ettirebilmek ve milletler arenasında arzu ettiğimiz düzeye gelebilmek için teknoloji ve bilgiyi üreten pozisyonda olmalıyız. Yerli araçla ilgili ortaya çıkan çalışma ile ilgili kadro, doğru bir kadro. Elektrikli aracın seçilmesi, olması gereken bir konuydu. Bundan sonraki süreç, mühendislerimizle katkı sağlayacağımız süreç olacak. Üretim yeri de otomobil sanayinin merkezinde. Yan sanayinin de markalaşmasına katkı sağlayabilir.
Komisyon kurulmalı
Mustafa Manav / Meyve ve Sebze Meslek Komitesi: En önemli konumuz haldeki satışlar. Mal gönderen üreticiye, malın değerini 15 günde ödemek zorunda. 3 ay sonra göreceğiz, şirketlerin bilançoları halka açıklanacak. Hepsi borç içinde, hepsi üretici ve tedarikçiye borçlu. Tedarikçiler ve üreticilerden oluşan bir komisyon kurulmalı.
Odamız kültür sanatta da başarılı
Hüseyin Akarçeşme / Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi: Kültür ve sanat faaliyetlerini de önemsiyor, elimden geldiğince katkı vermeye çalışıyorum. Hünkar Kasrı’nda metal işlemeciliği ile ilgili güzel bir sergi açıldı. Kültür ve sanat konusunda Odamızın başarılı faaliyetlerini görüyoruz. Kutadgu Bilig ve Kapalıçarşı kitap çalışmaları konusunda da emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. 23 Ocak’ta Diyarbakır’daki anneler ile ilgili bir program var. Bu konuda da destek verilmesini rica ediyorum. Odamızın 138. kuruluş yıl dönümünü tebrik ediyorum.